MICHAEL JACKSON




Amerikalı, zenci pop müzik ses sanatçısı. Ünü Amerika sınırlarını aşarak, dünya pop müzik tarihine damgasını vurmuş; çıkardığı hemen hemen bütün albümler hit olmuş ve tüm zamanların en iyi satış rakamlarına ulaşmıştır. Benzersiz ve kendine özgü dansıyla, sansasyonel özel hayatıyla, eğlence sektörüne getirdiği farklı solukla, 70'li yıllardan günümüze değin süren müzik kariyeri boyunca dünya çapında bir "pop idolü" haline gelmiştir.



29 Ağustos 1958 tarihinde, Amerika'nın Indiana Eyaleti'nin, Gary şehrinde doğdu. On çocuklu bir ailenin sekizinci üyesi olarak dünyaya gelen sanatçının tam adı, Michael Joseph Jackson'dır. Şarkıcının fabrika işçisi olan babası, Joseph Jackson, müziğe tutku derecesinde bağlıydı ve boş zamanlarında gitar çalıyordu. Eşi Katherine (Scruse) ile evlenip kalabalık bir aile haline geldikten sonra, bu ilgisini çocuklarına da aşıladı.



60'lı yılların başlarında büyük erkek kardeşleri, Jackie, Tito ve Jermaine, babaları tarafından organize edilen "The Jackson Brothers" adında bir grup kurarak, kulüplerde şarkı söylemeye ve yarışmalara katılmaya başladılar. Jackson'un sahip olduğu ses ve dans yeteneği, kısa zamanda fark edildi. Henüz yaşı küçük olmasına rağmen, özellikle solo şarkılardaki performansı nedeniyle, 1964'de, diğer kardeşi Marlon'la birlikte gruba dahil edildi. Artık beş üyeden oluşan kardeşler, grubun adını "The Jackson 5" olarak değiştirdi.



1968'e kadar geçen süreçte, amatör çalışmalarına gece kulüplerinde ve barlarda devam eden grup, Harlem-New York'ta bulunan Apollo Tiyatrosu'nda düzenlenen bir yarışmada birinci gelerek, dönemin en ünlü R&B plak şirketi Motown'ın kurucusu Berry Gordy'nin dikkatini çekti. 1968'te Motown'la imzaladıkları sözleşmeden sonra California'ya taşınan grubun yıldızı hızla parlamaya başladı. Sözkonusu şirketten Suzanne de Passe'ın menajerliğinde çıkan ilk dört single, "I Want You Back", "ABC", "The Love You Save", "I'll Be There" listelerde bir numaraya oturdu. O-Jays grubu ve James Brown gibi soul müziğin önderlerinin izinden giden The Jackson 5, 70'lerin başında zenci pop ve soul vokal gruplarının dünya çapında bir numaralı temsilcisi haline gelmişti. Michael Jackson ise, bu yeni müzik tarzını kendi içerisinde, dansıyla birlikte harmanlayarak, özgün bir tarza dönüştürecek, kendi kulvarında yalnız koşacaktı.



Grubun bu hızlı yükselişinden sonra, güçlü sesiyle, farklı dansıyla oldukça sivrilen ve öne çıkan Michael Jackson, 1971-1976 yılları arasında halen The Jackson 5'a bağlı olarak, yine Motown'dan, "Got To Be There", "Ben", "Music and Me" ve "Forever Michael" adlı ilk solo single'larını çıkardı. Artık Jackson için bireysel kariyerin önü açılmıştı.



Walt Disney Pictures tarafından, 1971'de grubun çizgi filmi yapıldı ve yayına verildi. Ününü tüm dünyaya duyuran Jackson kardeşler, uluslararası konserler serisine 1972'de İngiltere'den başladılar ve gittikleri her yerde kapalı gişe yaptılar. Bu dünya turnelerinde Commodores ve Lionel Richie, The Jackson 5'ın alt grupları olarak sahneye çıkmıştı.



1973'den itibaren grubun satış rakamlarının düşme eğilimi göstermesiyle birlikte, Motown kontrolü ele alarak, bundan böyle şirket tarafından seçilecek şarkıların seslendirilmesi konusunda Jackson'lara baskı yapmaya başladı. Sıkıntılı günler geçiren grup, 1976'da şirketten ayrılma kararı alarak, Epic Records'la sözleşme imzaladı. Bu gelişmeden sonra Motown, Jackson'lar aleyhine, sözleşmeyi ihlal etmek savıyla dava açtı. Aynı yıl, grubun bilgisi olmaksızın "The Jackson 5 Anthology" adıyla karışık bir albüm yaparak piyasaya sürdü. Bu gelişme iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Şirketin sahibi Berry Gordy'nin kızıyla evli olan Jermaine Jackson, taraflar arasındaki bu ihtilaftan dolayı, gruptan ayrılarak Motown'da kaldı. İsim hakkını kaybeden Jackson kardeşler ise, Jermaine'in yerine en küçük kardeşleri Randy'i gruba dahil ederek, The Jacksons olarak ismini değiştirdi. Yenilenen grup için artık yeni bir dönem başlıyor; Michael ise zirveye doğru koşar adım ilerliyordu.



The Jacksons kısa zamanda toparlandı ve 1976- 1984 yılları arasında, ağırlıklı kendi parçalarından oluşturdukları albümler ve single'larla kariyerlerinde yükselmeye devam etti. Yeni şirketlerinden altı yeni albüm çıkaran grubun, 1978'deki Destiny çalışması neredeyse patlama yaptı ve Jackson kardeşlerin en başarılı albümleri arasında yer aldı. Bu albümün Michael için de ayrı bir önemi oldu. Çünkü kendi bestelediği şarkılar, dünya çapında büyük beğeni topladı ve grubun klasikleri arasına girmeyi başardı. Böylece Michael'ın "beste yapabilme" gibi başka bir yeteneği daha ortaya çıkmış oldu. Söz konusu albüm iki milyondan fazla satarak, grubun ve özellikle de Michael'ın ününe ün kattı.



1978'e gelindiğinde ise, Michael için farklı tecrübeler söz konusu olacaktı. Jackson, korkuluğu canlandırdığı The Witz adlı müzikal filmde, aralarında aşk dedikodusunun çıktığı Diana Ross ile birlikte rol aldı. Tam da bu dönemde, müzikalde kullanılacak olan şarkıları aranje eden Quincy Jones'la Michael'ın yolları kesişti. Jones, ünlü pop starın gelecekteki başarısının ortaklarından biri olacaktı. Çünkü, film prodüksiyon aşamasındayken, Jackson'la Jones oldukça uyumlu bir ortaklık kurdular ve Michael'in bağımsız ilk solo albümünü birlikte yapmak için anlaştılar. Böylece 1979'da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan "Off The Wall", Jones'un prodüktörlüğünde Epic Records'tan çıktı. "Don't Stop 'Til You Get Enough", "She's Out Of My Life", "Off The Wall", "Rock With You" gibi dünya çapında ses getiren birçok hit parçayı içinde barındıran bu albüm, inanılmaz satış rakamlarına ulaşarak, Michael'ı pop müzik ve eğlence dünyasının idolü haline getirecek; sanatçıya ilk önemli ödüllerini kazandırmaya başlayacaktı. 1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü - Off The Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Single - Don't Stop 'Til Get You Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu. Aynı yılın Şubat ayına gelindiğinde, Michael yine "Don't Stop 'Til Get You Enough"la "En İyi R&B Erkek Vokal" dalında ilk Grammy ödülünü aldı. Bir caz müzisyeni olan Jones'un, albümdeki parçalarda bu müzik türünü altyapıya yerleştirmesi doğal karşılanırken, bununla yetinilmeyip disco ve funky tarzı ritimlere de yer vermiş olması, sadece Michael'e özgü yeni bir müzik türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Elbette bu da, Jackson'a benzersiz ve evrensel bir ün getirdi. İlk olarak yakın arkadaşı, Elizabeth Taylor tarafından kendisine atfedilen ve sonraları yaygın bir ifade şeklini alan "pop idolü" benzetmesi, özellikle bu dönemlerde anılmaya başlandı.



İlk solo albümünün getirdiği başarıların yanı sıra, Jackson kardeşlerle de çalışmaya devam eden Michael, 1980'de grupla birlikte "Triumph" albümünü çıkardı. Bestelediği şarkılar ve bunlara yazdığı sözlerle Triumph'a damgasını vuran yine Michael oldu. "Can You Feel It"e çekilen farklı klip de büyük ses getirdi ve sanatçının dans yeteneği milyonlarca müziksever tarafından yadsındı. 1982'de ise, ünlü pop yıldızına, En İyi Çocuk Albümü dalında Grammy ödülü kazandıracak olan E.T. (Extra-Terrestrial) filminin orjinal soundrack'i "Someone in the Dark" şarkısını seslendirdi.



1982 yılı, ünlü pop yıldızı için neredeyse bir dönüm noktası oldu. Jackson'ı hemen hemen bugün bulunduğu noktaya getiren ve efsaneleştiren albüm, "Thriller", Epic Records'tan yine Quincy Jones prodüktörlüğünde müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Genellikle arka arkaya, single halinde piyasaya sürülen albümün "Wanna Be 'Startin", "Billie Jean", "Beat It"i de içeren her şarkısı hit oldu ve müzik tarihinde tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşarak rekor kırdı. Şarkıların yanı sıra, dört hit parça için kısa film tadında çekilen, güçlü ve geniş bütçeli prodüksiyon gerektiren ilginç klipler de büyük yankı uyandırdı. MTV, Billie Jean'le, ilk defa zenci bir şarkıcının video klibini yayınlamış oldu. Fantastik bir konuyla kurgulanmış ve danslarla görsel bir şölene dönüştürülmüş Thriller şarkısının 13 dakikalık klibi ise, patlama yaptı ve gelen talepler üzerine VHS formatında piyasaya sunularak, yine ulaşılamayacak bir satış rekoruna imza attı. Klipte Michael'in sergilediği özgün dans kareografileri, birçok gence ilham kaynağı oldu. Özellikle Jackson kardeşler olarak katıldıkları Motown'ın 25.kuruluş yıldönümünde, Billie Jean'i seslendirirken sergilediği "moonwalk" denilen ayak kaydırma hareketi, Jackson'ın imzasıyla tarihe geçti.



37 hafta zirvede kalan ve Billboard albüm listesinde 122 hafta geçiren Thriller, elbette birçok ödülü de beraberinde getirdi. 1984 yılında, 12 dalda aday gösterildiği Grammy'den 8 ödülle ayrılan Jackson, bir gecede en çok ödül alan sanatçı ünvanını, 2000 yılında Carlos Santana egale edene kadar elinde tutmayı başardı (Ödüllerin yedisi Thriller'a giderken, biri de, 1982'de seslendirdiği "Someone in the Dark"a verildi). Albüm aynı yıl, 8 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Video Müzik Ödülü ve Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazandı.



Bu sırada, Pepsi-Cola'yla sponsorluk anlaşması imzalayan ve kardeşleriyle birlikte şirketin reklam filmlerinde rol alan Jackson'ın başına talihsiz bir olay geldi. Reklam çekiminde, havai fişek gösterisi esnasında saçları alev alarak cildinde ciddi hasar meydana geldi. Jackson, gördüğü fiziksel zarardan şirketi sorumlu tuttu ve tazminat davası açtı. Lehine sonuçlanan davadan kazandığı astronomik meblağı ise, tedavisini yürüten hastaneye bağışladı.



1984'te, Thriller rüyası devam ederken, kardeşleriyle tekrar biraraya gelerek "Victory" albümünü çıkardılar. Bu albümde de Michael tarafından yazılmış ve bestelenmiş hit parçalar bulunuyordu. Jackson kardeşlerin en başarılı albümü olan Victory için 5 aylık uluslararası dev bir turne düzenlendi. Turne gelirinin tümünü bağışlayacaklarını duyurması üzerine, Jackson'ın adı, jest olarak Hollywood yıldızlar geçidine eklendi. 1985'te, "Beat It" adlı şarkısını, alkollü araba kullanmaya karşı televizyonlarda ve diğer basın-yayın organlarında yürütülen kampanyalarda kullanılmak üzere bağışlaması nedeniyle, dönemin devlet başkanı Ronald Reagan tarafından, teşekkür amacıyla Beyaz Saray'a davet edildi. Jackson ileriki yıllarda, ünlü bir dünya starı olarak, çok daha fazla ses getirecek sosyal sorumluluk ve insani yardım projelerini hayata geçirecekti. Bunlardan en önemlisi, USA For Africa kampanyası çerçevesinde, özellikle Doğu Afrika'da açlık sınırında ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan insanlar için, Lionel Richie ile birlikte yazdığı "We Are The World" parçasıydı. Dünya çapında en çok satış rakamına sahip single olma özelliğini hala taşıyan şarkı, Stevie Wonder, Tina Turner, Diana Ross, Ray Charles, Cindy Lauper gibi ünlülerin de aralarında bulunduğu 40'dan fazla popüler sanatçı tarafından seslendirildi. Bu başarının ardından, We Are The World'le Richie ve Jackson, Yılın Şarkısı dalında Grammy Ödülü'nü almaya hak kazandı.



1985 yılı yıldız şarkıcı için yalnızca övgülerle geçmedi. Jackson, içinde birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş parçanın yanı sıra, özellikle Beatles'a ait 200'den fazla şarkının telif hakkını bulunduran ATV Müzik'in en büyük hissesini satın alarak, birçok tartışmaya neden oldu. En sert tepki de müzayedeyi düzenleyen yakın arkadaşı, söz yazarı Paul McCartney'den geldi. Bu olay, dostluklarının ve bilhassa ortak söz yazarlığı çalışmalarının sonu oldu. Sözkonusu tartışmaların ardından, birtakım basın ve medya çevreleri, uzun süre yaşamak için Elephant Man'ın kemiklerini satın almaya kalkıştığından, ilginç tavırlarına kadar birçok konuda sanatçıya karşı alaycı bir üslup kullanmaya ve adından "Wacko Jacko" gibi irrite edici şekilde bahsetmeye başladı.



1986'da, George Lucas'ın yapımcılığında ve Francis Ford Coppola'nın yönetmenliğinde çekilen "Captain EO" adlı kısa filmde Jackson, Kaptan EO rolüyle ekranların karşısına geçti. 17 dakika olmasına rağmen yaklaşık 17 milyon dolara malolan film, o güne kadar çevrilmiş, dakika başına en büyük maliyete sahip filmdi. Disneyland'da gösterime giren film için Jackson, "Another Part of Me" -sonradan "Bad" albümünde de yer aldı- ve "We Are Here To Change The World" adlı iki yeni parça seslendirdi.



1987'de, pop yıldızı, "Bad" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones'un prodüktörlüğünü üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, "I Just Can't Stop Loving You", "Bad", "The Way You Make Me Feel", "Man In The Mirror" ve "Dirty Diana" gibi single'lar listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı. Albümün tanıtımından sonra Jackson, yine Pepsi sponsorluğunda, 16 ay gibi oldukça uzun bir zaman alacak ilk solo dünya turnesine çıkarak hayranlarıyla buluştu; 123 konser verdi. Bu arada Pepsi reklamlarıyla ekranlarda boy gösterdi. Dönüşündeyse, Bad şarkısına, Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık, yine kısa film niteliğinde bir klip çekildi. Ancak klipteki yeni Michael Jackson görüntüsü, neredeyse şarkıdan daha çok konuşulur hale geldi. Çünkü ünlü şarkıcının hem yüzünde, hem de ten renginde çok belirgin ve şaşırtıcı değişiklikler vardı. Medya, sanatçının, zenci olmaktan utandığı için ten rengini beyazlatmaya çalıştığı, burun estetiği, alın kaldırma ve dudak inceltme operasyonu gibi birçok ameliyat geçirdiği iddialarını ortaya attı. Ancak ünlü şarkıcı, 1988 yılında kendi yazmış olduğu Moon Walk adlı otobiyografisinde, sadece iki tane estetik operasyon yaptırdığını ve çenesindeki yaralardan dolayı da cildi için cerrahi işlem uygulandığını yazdı. Bad'in klibi de tüm bu sansasyonlara rağmen, oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı.



Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams'ın Jackson'a eşlik ettiği "Moonwalker" adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti.



Filmin başarısından sonra, paparazzilerden ve hakkında türetilen dedikodulardan bunalan Michael, Hayvenhurst'te ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ederek, 2700 dönümlük dev bir alana kurulu Neverland çiftliğini satın aldı ve orada gözlerden uzak yaşamaya başladı. Çok küçük yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı için, özlemini kurduğu çocukluk günlerini yaşayabilmek adına, lunaparktan hayvanat bahçesine, büyükçe bir göle kadar kendine apayrı bir dünya kurdu bu çiftlikte. Ancak ileriki yıllarda, çiftliğinde misafir ettiği minik arkadaşlarına cinsel tacizde bulunma suçuyla yargılanacağı günler çok uzak değildi.



1991'de, Jackson, müzik şirketini değiştirerek astronomik bir rakamla Sony'le sözleşme imzaladı. 15 yıllık bir sürece ve altı albüm ile bir film çalışmasına dayanan kontrat, Michael'e sağladığı ekonomik getiriyle, adından çok söz ettirdi. Aynı yılın Kasım ayında, sanatçının yeni albümü "Dangerous" piyasaya çıktı. Albümün hit parçası olan "Black or White"a David Lynch yönetmenliğinde çekilen klip, olay yarattı. Klip, şiddet ,cinsellik ve ırkçılık gibi öğelere gönderme yapıyor; özellikle sonlarına doğru görülen bazı sahnelerle şimşekleri üzerine çekiyordu. Sözkonusu klibin, medya ve kamuoyunda yarattığı tartışmalar nedeniyle, Jackson bir basın bülteni yayınlayarak üzüntüsünü ifade etti ve ihtilafa konu olan bölümleri kaldırttı. Bu sansasyonlara rağmen, "Remember the Time", "In the Closet", "Jam" gibi hit parçalar daha çıkaran albüm, 17 milyonluk bir satış rakamına ulaştı. Sanatçının çıktığı ikinci dünya turnesi, hemen her ülkenin basın-yayın organları tarafından birebir takip edildi.



1992'de, MTV tarafından kanalın ilk uluslararası yarışması yayınlanmaya başladı. Dünya çapında birçok insanın katılabildiği yarışmanın ödülü ise, Michael'le bir akşam yemeğiydi. Oldukça büyük ilgi uyandıran yarışmanın talihlileri, ünlü sanatçının "In The Closet" adlı single'ının klip çekimlerinde biraraya geldi. Ertesi yıl ise, ABC kanalınca Jackson kardeşlerin gerçek hayat hikayelerine dayanan görsel biyografileri "The Jacksons: An American Dream" yayına sunuldu. Gerçekten de, neredeyse bir rüyanın dünyanın gerçek olgularıyla yakın temasa geçtiği bir hikayeye sahip olan Michael ve kardeşlerinin, evrensel popülaritesinin altında yatan neden belki de buydu.



Aynı yıl, Jackson, sosyal sorumluluk çerçevesinde, hümanist projelere imza atmaya devam etti ve "Heal the World Foundation" adı altında bir fon kurdu. Fonun amacı, çocukların daha iyi ve eşit yaşam koşullarına sahip şekilde büyümesini, yaşadıkları topluma faydalı hale gelmesini sağlamaktı. Kuruluşun faaliyet merkezi Kaliforniya civarında, Santa Ynez'di ve yardıma muhtaç çocuklar, ünlü yıldızın Neverland çiftliğindeki oyun alanlarından yararlanıyordu.



1993'de 27.Superbowl maçının devre arasında mini bir konser veren Michael, Amerikan televizyonlarında o zamana kadar elde edilmiş en büyük izlenme payına sahip oldu ve yaklaşık 100 milyon kişiyi ekranları başına topladı. Şubat ayında düzenlenen 35.Grammy Ödül töreninde, Jackson'a "Yaşayan Efsane" ödülü verildi. Mart ayında ise, Soul Train tarafından Yılın Hümanisti ödülüne layık görüldü.



Aynı yıl, Jackson, Neverland'de konuk ettiği çocuklara karşı cinsel istimarda bulunma iddiasıyla suçlanarak yargı önüne çıkarıldı. İddianın kaynağı, sanatçının çiftliğinde bulunmuş olan çocuklardan birinin anlattıklarıydı. İlginç kişiliği, farklılaşan görüntüsü ve çiftliğinin bahçesine yaptırdığı oyun alanlarıyla, iddiaların doğruluğu arasında medya tarafından sürekli bağlantı kurulmaya çalışılıyordu. Kimi zaman yalancı şahitler ortaya çıkıyor; yeni iddialar ortaya atılıyor; bunların gerçekleri yansıtmadığı kanıtlanınca, başka başka gelişmelerle durum aydınlatılmaya çalışılıyordu. Olay yaratan davalar zinciri, dünya ve özellikle Amerikan basınını karıştırmış; medaya kuruluşları bile kendi içinde karalama ya da aklama politikalarına soyunmuştu. Yılın sonlarına doğru, Jackson, çiftliğinden uydu aracılığıyla iddialara yanıt verdi ve bunların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. 1994'ün Ocak ayında sonuçlanan davalardan birinde mahkeme, Jackson'ı para cezasına çarptırdı. Meblağ tam olarak açıklanmasa da, basına yansıyan bilgi, 20 milyon dolar olduğu yönündeydi. Ancak bu ceza tazmin edilmedi.



1995'in sonlarına doğru, bu tatsız iddiaların biraz durulmasıyla birlikte, Michael Jackson, efsane rock şarkıcısı Elvis Presley'in kızı olan Lisa Marie Presley ile hayatını birleştirdi. 19 ay gibi kısa bir zaman süren bu evlilik, yine büyük tartışmalara neden oldu. Ancak evliliğin sona ermesinden sonra Lisa Marie, Michael'in gay olduğu ve yankıları halen süren taciz davalarının üstünün örtülmeye çalışıldığı gibi birçok iddianın gerçekleri yansıtmadığını, pop kralının gayet normal ve sağlıklı bir erkek olduğunu açıkladı.



Jackson, "HIStory: Past, Present And Future" adlı yeni albümününün birinci bölümünü, 1995'in Haziran ayında çıkardı. HIStory Begins, albüm serisinin başlangıcıydı ve cover'lanmış 15 eski hit parçadan oluşuyordu. Serinin ikinci bölümü, HIStory Continues ise, 15 yeni parçayla piyasaya sürülmüştü. İlk albümün ilk single'ı, büyük liste başarısı sağlayan "Scream" oldu. Kızkardeşi Janet Jackson'la birlikte seslendirdiği bu parçaya çekilen klip ise, tüm zamanların en pahalı videosu oldu. Jackson kardeşler "Scream"le, MTV Video Müzik Ödülleri gecesinden, farklı kategorilerde 3 ayrı ödülle ayrıldı. Anti-Semitik ifadeler içerdiği için Yahudi toplumunun tepkisini çeken "They Don't Care About Us" şarkısı, HIStory albümünden çıkan dördüncü single oldu. Parçanın anti-semitik sözleri, sonraki düzenlemelerde sound'a uygun bir şekilde değiştirildi. Albümün başarısı üzerine 1996'da yine dünya turnesine çıkan Michael, henüz konserler devam ederken Deborah Jeanne Rowe ile evlenerek; Michael Joseph Jackson, Jr. (Prens olarak da bilinir) adında bir erkek ve Paris Katherine Jackson adında bir de kız çocuk evlat edindi. Ancak bu evliliğini de sürdüremeyen Jackson ile Rowe, 1999 yılında olaylı bir şekilde boşandı. Sansasyona neden olan şey, evlat edinilen çocukların velayet davasıydı. Popun kralı hakkında yapılan tartışmalar bununla da sınırlı kalmadı. 1996'da Brit Ödülleri gecesinde, "Earth Song" adlı parçasını, beyazlara bürünmüş ve çevresini sarmış birçok küçük çocukla seslendiren Jackson, iki ağaç arasında kollarını açtığı figürü nedeniyle, kendisini Mesih gibi gördüğü iddiaları ile karşı karşıya kaldı.



1997 yılına gelindiğinde, ünlü pop şarkıcısı, HIStory albümünün hit parçalarının remix'lerinden oluşan "Blood on the Dance Floor: HIStory in the Mix" i piyasaya çıkardı. Albümün çıkış parçası "Blood on the Dance Floor", "Is It Scary" ve "Ghosts" büyük ilgi gördü ve iyi bir liste başarısı kazandı. Michael, bu albümünü, büyük yardımını gördüğü Elton John'a ithaf etti. "Is It Scary" ve "Ghosts"a, Jackson ile Stephen King tarafından yazılan, Stan Winston tarafından yönetilen 35 dakikalık bir klip çekildi. Halen dünyanın en uzun müzik videosu olma özelliğini koruyan klip, yine uluslararası bir başarı kazandı.



2001'de Jackson, 13 ülkenin pop müzik listesinde bir numaraya oturacak olan "Invisible"'ı çıkardı. "You Rock My World", "Cry" ve "Butterflies" gibi hit single'larla piyasalarda fırtına gibi esti. Ancak, albüm çıkmadan önce, ünlü yıldızın, Sony Müzik'in sahibi Tommy Mottola'yı, süresi dolmak üzere olan kontratlarını yenilemeyeceği doğrultusunda uyarmasına rağmen, Jackson'la şirketin arası açıldı. Yasal prosedürler nedeniyle, albümle ilgili tüm promosyonlar ve single satışları iptal edildi. Mottola'nın, Afrika kökenli Amerikan sanatçılara saygısız davrandığını ve hakaret içerikli konuşmalar yaptığını iddia eden Michael, şirketin zenci artistleri çıkarları doğrultusunda kullandığı yönünde bir açıklama yaptı. Sony ise, sanatçının iddialarında doğruluk payı olmadığını savundu.



2001 yılının Eylül ayında, yıldız şarkıcı, solo kariyerinin otuzuncu yılını doldurması şerefine, Madison Square Garden'da bir kutlama partisi düzenledi. Bu özel gecede, Usher, Whitney Houston, Destiny's Child, James Ingram, Gloria Estefan, Liza Minelli gibi birçok ünlüyle düet yapan Michael, kardeşleriyle de özel bir performans sergiledi.



2002 yılında bir konser için gittiği Berlin'deki otel odasının penceresinden, küçük bebeğini sarkıtması, ünlü sanatçı hakkında yine büyük tartışmaların patlak vermesine neden oldu. Kaliforniya barosundan avukat Gloria Allred, Kaliforniya Çocuk Koruma Servisi'ne suç duyurusunda bulunarak, Jackson'ın bebeklerinin koruma altına alınmasını istedi. Bu olaylar, şarkıcının geriye dönük çocuk istismarı suçlamalarıyla tekrar karşı karşıya kalmasına neden oldu.



2003 yılında, İngiliz gazeteci Martin Bashir tarafından "Living with Michael Jackson" (Michael Jackson'la Yaşamak) adlı bir çalışma yayınlandı. Bashir ve ekibi, 18 ay boyunca sanatçıyı filme aldı. Çalışmada bu görüntülerden enstantaneler verildi ve yıldızın özel hayatıyla ilgili kendi ağzından bilgiler aktarıldı. Görüntülerde, Michael'in kanserli bir çocuğu yatak odasına alıp diğer bir çocukla yan yana yatırması, hoş karşılanmayarak söylentileri arttırdı.



Yine 2003'te, Jackson, "Resurrection" adında bir albüm çıkaracağı haberini verdi ve albümün promosyonunu kısa bir filmle yaptı. Aynı yılın Mart ayında, "Xscape" şarkısının çıkacağı, yayın organlarında duyulmasına rağmen, bilinmeyen nedenlerden dolayı iptal edildi. Bunun yerine yılın sonlarına doğru, Jackson'ın zirveye çıkıp hit olmuş tüm parçalarını içeren "Number Ones", Sony Records etiketiyle CD ve DVD formatında piyasaya sürüldü ve 8 milyondan fazla bir satış rakamı yakaladı. Albümdeki tek yeni parça olan "One More Chance"in klip çekimlerinde, yine çocuk istismarı iddiasıyla üçüncü kez tutuklanan Jackson, masum bulunarak salıverildi. Aynı yıl, basında Michael Jackson'ın dinini değiştirerek İslamiyet'i seçtiği ve Müslüman olduğu yönünde haberler çıktı. Sonrasında ise, 2005'te, bir cami yaptırdığı haberleri çıktı.



2004 yılının Ağustos ayında VH1 müzik kanalında, "Man In The Mırror: The Michael Jackson Story" adında, sanatçının hayat hikayesini anlatan görsel bir biyografi yayınlandı. Gavin Arviso tarafından Jackson aleyhine tekrar gündeme getirilen cinsel çocuk istismarı suçlamalarına karşılık, ünlü rap şarkıcısı Eminem "Just Loose It" şarkısıyla göndermeler yaptı. Tartışmaların alevlenmesi üzerine Michael, açıklama yapmak zorunda kaldı.



2005 yılının Haziran ayında, hakkında açılan on davanın tamamından beraat eden Jackson, Bahreyn'e yerleşti. Burada zamanını yeni besteler yaparak ve Katrina Kasırgası mağdurlarına ithafen "I Have This Dream" şarkısını yazarak geçirdi. Bu şarkının seslendirilmesinde Ciara, Snoop Dogg, Keyshia Cole, James Ingram, Jermaine Jackson, Shanice, Shirley Caesar ve The O'Jays gibi ünlüler yer aldı. Ancak, şarkı bilinmeyen nedenlerden dolayı yayınlanmadı.



Hakkındaki suçlamalar bitmek bilmeyen Jackson, 2006'da, bir erkeğin cinsel saldırı iddiasıyla karşı karşıya kaldı. Ancak davadan beraat etti. Şubat ayında, Jackson'la eski eşi Deborah Rowe'un velayet davası sonuçlandı. Mahkeme, eski eşlerin çocukları üzerindeki haklarını sınırlandırarak ihtilafa açık bir karar verdi. Mart ayında ise, Kaliforniya İşçi Dairesi, sigorta ücretlerini ödemediği gerekçesiyle Neverland çiftliğini kapatarak, sanatçıyı, 69 kişiden oluşan her bir işçi başına 1000 dolar olmak üzere, toplamda 69.000 dolar tazminat ödemeye mahkum etti.



Jackson Nisan ayında, Two Seas adlı müzik şirketinin CEO'su olan İngiliz müzik yapımcısı Guy Holmes ile, 2007'de çıkması planlanan tek albümlük bir sözleşme yaptı. Mayıs 2006'da ise Tokyo'da, MTV'nin Japonya lokasyonu tarafından düzenlenen Video Müzik Ödülleri'nde Yaşayan Efsane ödülünü aldı. Uzun bir aradan sonra Michael'in ekranlarda göründüğü ilk geceydi bu. Kasım ayında, ünlü pop yıldızının, "Visionary: The Video Singles" adında, yirmiden fazla hit şarkısını içeren bir çalışması, yine Sony Müzik etiketiyle yayınlandı. Guiness Dünya Rekorları'nın Londra ofisinde 8 dalda layık görüldüğü ödülleri alan Jackson, Dünya Müzik Ödülleri'nde, 100 miyondan fazla satış rakamına ulaştığı için Elmas ödülün de sahibi oldu.



Michael Jackson 25 Haziran 2009 tarihinde, Los Angeles şehrindeki malikanesinde baygın halde bulundu. Kişisel doktorunun ve de New York İtfayesi'nin ilkyardım ekiplerinin müdahaleleri yeterli olmayınca, Ronald Regan UCLA Hastanesi'ne kaldırıran Jackson, 21:26'da dünyaya gözlerini yumdu.



Michael Jackson'ın cenaze töreni 7 Temmuz 2009 tarihinde, Los Angeles'da büyük bir hayran kitesinin eşliğinde yapıldı. Mariah Carey, Steve Wonder, Usher ve pek çok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşen anma etkinliklerini dünya çapında milyonlarca insan izledi.



28 Ağustos 2009 tarihinde yapılan adli tıp açıklaması, Jackson'ın ölüm nedenini cinayet olarak gösterdi. Jackson'ın Propofol, Lorezepam ve Midazolam adlı, bir araya geldiklerinde insan vücuduna zarar verebilen üç ilacı aynı anda kullandığını ortaya çıkartan rapordan sonra Jackson'ın kişisel terapisti Conrad Murray hakkında soruşturma başlatıldı.

Jackson, ölümünden kısa bir süre önce, 1997 yılındaki History Dünya Turnesi'nden bu yana yapacağı en büyük dünya turnesine hazırlanıyordu. Turnenin başlangıcından üç hafta önce vefat eden Jackson'ın albümleri Amerika Top 10 listesinin neredeyse tamamını aynı anda elinde tutarak tarihin en hızlı albüm satışlarından birisini gerçekleştiriyor.

Sihirli Dokunuş

Bu sayımızda değneğimiz Cheerleader_92'ye değdi :D



Temamız siyah-beyaz :D Umarım beğenirsiniz...


Covergirl




Eylül 2009

Arkadaşlar, kişisel sebeplerden ötürü (:D) Eylül 2009 sayısını biraz geç çıkarıyorum.. :( Ayın 15'ine kadar çıkarmaya çalışacağım...

Stardoll.tom.com!

Arkadaşlar! Çoğunuz biliyorsunuzdur ama tanıtımını yapmak istedim, Stardoll'un Çincesi olan bu site Tom.com adlı bir altyapı ile kullanılıyor.. Normal Stardoll'dan da dil olarak Çince'yi seçerseniz bu sayfa açılıyor... Şimdi bu sitenin en büyük özelliğine gelelim; hepimizin hayalindeki şey sonsuz bir S.S üyeliğidir, değil mi? İŞTE BU SİTEDE SONSUZ S.S'SINIZ!!! Üye olduğunuzda hiçbir şey yapmanıza gerek olmadan direkt S.S oluyorsunuz. Yalnız bu siteye üye olmanız için ilk önce Tom.com'a ondan sonra Stardoll.tom.com'a üye olmalısınız..


Nasıl üye olacaksınız?


1-Tom.com


Tom.com'a üye olmak için ilk önce şu siteye girin:



Burada ilk boşluğa bir kullanıcı adı seçip yanına tom.com ekleyin. Örn: xxxxx@tom.com


Şifre yazımı ve doğrulaması var, bunları da doldurun.


Eğer yazıları anlamakta güçlük çekerseniz Google Çeviri'yi (translate.google.com.tr) kullanabilirsiniz.. Tam olarak doğru olmasa da kavrayabileceğiniz kadarıyla yardımcı olacaktır.


Tom.com'a üye olduktan sonra;


2-Stardoll.tom.com


Buradaki üyelik zaten normal Stardoll üyeliği ile aynıdır. 1-2 tane fark var, onları anlatayım:


1- Şifrenizi tek boşluğa yazacaksınız, doğrulama yok.

2-Şifre bölümünün altında mail adresi istiyor. (Yalnız Tom.com'a üye olurken kullandığınız kull. adı değil normal msn adresiniz..)

3-Mail bölümünün altında cep no. isteyecek, onu boş bırakın.


Doğum tarihiniz, cinsiyetiniz ve doğrulama kodunu yazdıktan sonra " agree to the Membership Terms" seçeneğini işaretleyin ve alttaki büyük butona basın!


Sonsuz S.S üyeliği sizin...


Sihirli Dokunuş

Ağustos'ta sihirli değnek BİH_Ter'e değdi... Temamız alev...
















































































Kohl's Geri Döndü!

Kısa bir aradan sonra Kohl's yine karşımızda.. S.S olmayan ve birçok güzel ürüne sahip olan Kohl's bu sefer sadece Candie's ve Abbey Dawn'ı değil Mudd'u da getirdi...


















Covergirl


Ağustos Hotbuys


Röpörtaj



Bu ayki röpörtajımda funeva bana eşlik etti...




1-Stardoll ile nasıl tanıştın?



İnternette dolaşırken tesadüfen buldum siteyi J



2-Peki neden üye olmak istedin, seni çeken şey neydi?



Önce üye olmamıştım, sadece bebeklere bakıyordum. Daha sonra site hoşuma gitti ve üye oldum çünkü o güne kadar gördüğüm en güzel oyun sitesiydi :D Kendi bebeğini tasarlamak, kendi odanı yapmak çok hoşuma gitmişti.



3-Neden S.S oldun?



Tabiki de daha fazla odaya sahip olmak ve S.S’lara özel kıyafetleri almak için..




4-İsminden ve kulübünden anladığımız gibi sen de benim gibi bir Evanescence hayranısın... Peki neden Evanescence?



Öncelikle ismimin Evanescence’la alakası yok, onu söyleyeyim :D Evanescence’ı seviyorum çünkü Amy ile aynı duyguları paylaştığımıza inanıyorum.



5-Stardoll’dan başka oynadığın sanal bir oyun var mı?



Hayır, sadece Stardoll’a giriyorum.




6-Siyah mı beyaz mı?



Her ikisi de..



7-Stardoll’da en sevdiğin arkadaşın/arkadaşların kimler?



Çok fazla kişiyle samimi olmuyorum ama samimi olduğum ve sevdiğim arkadaşlarım var tabiki de, bunlar;


Chemist80, Eurovision.boy, Melissa0000, Myscene_98 ve tabiki kuzenlerim de var J




8-Stardoll’da en beğendiğin kıyafetin hangisi?



Bütün elbiselerimi seviyorum aslında :D Stardoll’daki eski kıyafetleri daha çok seviyorum.



9-Son soru: Evrende değiştirebileceğin 3 şey olsaydı bunlar neler olurdu?



Dünyanın en zengini olup Evanescence ile en güzel konserleri verebileceğim bir dünya hazırlardım kendime :D



Madonna Kimdir??

MADONNA

İtalyan asıllı Amerikalı şarkıcı, söz yazarı, aktris, dansçı, prodüktör ve stil ikonu. Gerçek adı Madonna Louise Ciccone’dir. Dünya çapında 120 milyondan fazla satan albümleriyle Guiness Rekorlar Kitabı’na tüm zamanların en başarılı ve albümleri en fazla satan kadın müzisyeni olarak geçmiştir. Skandalları, aşkları ve başarılarıyla dünya gündemini 80’lerden bu yana meşgul etmektedir. Popun kraliçesi olarak tanımlanan sanatçı ilginç bir tesadüf sonucu Elvis Presley’in yaşamını kaybettiği gün dünyaya gelmiştir. Birden çok kuşağın aynı anda sevdiği pek az sanatçıdan biridir. IQ’sunun 140 olduğu açıklanmıştır.
16 Ağustos 1958’de Bay City, Michigan’da dünyaya geldi. Kökenleri İtalya’nın Pacentro kenti olan İtalyan asıllı Amerikalı babası Silvio "Tony" Ciccone ve Fransız asıllı Kanadalı annesi Madonna Louise Fortin’in 6 çocuğundan üçüncüsüydü. Katolik olan ailesiyle birlikte Pontiac ve Avon Township’in Detroit banliyölerinde yaşıyordu. 1 Aralık 1963’te annesini göğüs kanserinden kaybetti. Madonna hayatının en trajik olayını henüz beş yaşındayken yaşadığı için oldukça zor bir süreç onu bekliyordu. Babası bir süre sonra kahyalık yapan Joan Gustafson’la evlendi. Çiftin 2 çocuğunun dünyaya gelmesiyle Ciccone ailesi daha da büyüdü.
Çocukluğunda baleye büyük ilgi duyan Madonna, babasından kurslara gitmek için izin aldığında, aslında dolaylı olarak show dünyasına ilk adımını atmış oldu. Bale öğretmeni Christopher Flynn’in, gay diskolarına gittiğini açıklaması yüzünden oldukça üzülen Madonna, Rochester Adams High School’a kaydoldu. A’dan aşağı notu olmayan ve okulun en başarılı öğrencilerinden biri olan Madonna, aynı zamanda amigo ekibindeydi. Dans bursu almaya hak kazandığı University of Michigan’da Damian Zikakis’le tanıştı ve aşık oldu.
Okulunu 1978’te bırakmaya karar vermesindeki tek nedeni
New York’a gidip dans kariyeri yapmaktı. New York deneyimi için daha sonraları kendisiyle yapılan röportajda şunları söyleyecekti: “New York’a geldiğimde uçağa ilk kez biniyordum, taksilere de. Her şeyin ilkini bu şehirde yaşadım. Cebimde sadece 35 dolar vardı ve New York’a gelmek hayatımda yaptığım en cesurca şeydi.”
Amerika’nın en büyük şehirlerinden birinde yalnız ve parasız olan Madonna, uzun bir süre düşük ücretli işlerde çalışarak ayakta kalmaya çalıştı. O dönemde yaptığı işlerden biri de çıplak pozlar verdiği modellikti. Ülkenin en iyi dansçı ve koreograflarından Martha Graham ve Pearl Lang’le çalışma fırsatı bulduktan sonra aralarında Alvin Ailey, Walter Nicks’in ekipleri de olan dans şirketlerinde performans gösterdi.
1979’da Fransız dansçı Patrick Hernandez’in ekibinde dünya turnesine çıkan Madonna müzisyen Dan Gilroy’la tanıştı. Gilroy, Madonna’nın daha sonraları ilk şarkıcılık tecrübesini yapacağı rock grubu Breakfast Club’le yolunun kesişmesine neden oldu. Grubun vokali olan Madonna aynı zamanda bateri de çalıyordu.
1980’de erkek arkadaşı Stephen Bray’in de yer aldığı ikinci grubu Emmy’de söylemeye başladı. Bray’le dans şarkıları yazıp bestelediler ve ikili performanslarıyla New York diskolarında boy gösterdi. Müzik dünyasındaki bu ilk önemli deneyimler DJ ve prodüktör Mark Kamins’in de ilgisini çekti. Madonna’nin bir demosunu dinleyen Kamins, duyduğu sesten çok etkilenince, demoyu Seymour Stein’in kuruculuğunu yaptı Sire Records’a ulaştırdı.
Madonna, 1982 yılında, yaptığı her single için 5 bin dolar almak üzere, resmi olarak Sire Records’la anlaştı. Yayınlanan ilk single’ı “Everybody” Billboard Hot Dance/Club Chart’ta üst sıralara yerleşirken, Billboard Hot 100 için beklenen sonucu getirmedi. Amerika’nın en çok dinlenen R&B radyolarında plağı dönmeye başlayan Madonna o dönem zenci zannediliyordu. Sesinin R&B’ye yakın olması ve ekranlarda hiç görünmediği için dinleyicide oluşan bu ilk olumlu izlenimin etkileri de uzun sürdü.
1983’te yayınlanan "Burning Up" ve "Physical Attraction”dan oluşan ikinci single çalışması, şarkıcının dans listelerinde büyük başarı kazanmasını sağladı ve Sire Records’ı bir albüm yapmak için harekete geçirdi.
İlk albüm kendi adını taşıyordu: Madonna. Başlangıçta prodüksiyonu için Reggie Lucas’la anlaşılan, fakat Madonna’nın Lucas’la yaşadığı sorunlar yüzünden aranjörlüğünü erkek arkadaşı John "Jellybean" Benitez’e yaptırdığı albüm, Amerika’da büyük ses getirecekti. En iyi albümler listesinde 8 numaraya kadar çıkan, "Holiday," "Borderline," ve "Lucky Star" single’ları yılın en sevilen çalışmaları arasında yer alan albüm, tüm dünyada 3 milyondan fazla sattı.
80’lerin bu ilk yarısında gelen büyük başarı, Madonna’nın bir stil ikonu olarak da genç kızların büyük ilgisini çekmesine neden oldu. Kendi tarzındaki giysileri ve aksesuarları o dönem oldukça popülerdi. Boncuklu kolyeler, siyah kol bantları, haç figürlü mücevherler New York’ta açılan “Madonna Clothing Store”’da yok satıyordu.
1984’te “Madonna” albümünü takip eden ikinci albüm çalışması “Like A Virgin”, uluslararası bir başarının kapılarını açtı. Albümle aynı adı taşıyan ilk single “Like A Virgin”, Billboard Hot 100 Singles listesinde 6 hafta süreyle bir numarada kaldı. O tarihte, ülkenin başarılı şarkıcılarının Afrika’daki açlara yardım amacıyla bir araya gelerek seslendirdikleri “We Are The World” , Billboard listelerinin bir numarasıydı ve ikinci sırada Madonna’nın bir diğer 45’liği "Material Girl" yer alıyordu. USA For Africa's’ta We Are The World’ü de söyleyen Madonna için bu çifte başarı anlamına geliyordu. Albümün çıkış tarihinin hemen ardından gelen 20 milyonluk satışı, sonraları tüm dünyada 17 milyon kopyanın daha satmasıyla 37 milyon olacaktı.
Marilyn Monroe'nun “Diamonds are Girls Best Friend”'deki performansına adanan Material Girl’ün listelerdeki büyük başarısından sonra Beastie Boys’la dünya turnesine çıkan şarkıcının, albümden çıkan üçüncü 45’liği “Crazy For You” bir numaraya yerleşen ikinci single’ı oldu.
1985’te “A Certain Sacrifice” ve “Vision Quest” filmlerinde aldığı rollerle beyazperdede de görünmeye başlayan Madonna, aynı yıl başrollerini Rosanna Arquette ve Aidan Queen’le paylaşacağı ilk önemli filmi Desperately Seeking Susan’da rol aldı.
70’lerin sonunda verdiği siyah beyaz çıplak pozlarının Penthouse ve Playboy dergilerince yayınlanmasından sonra, hakkındaki sonu gelmeyen tartışmalar başladı.
Aynı yıl ilk görüşte aşık olduğu aktör Sean Penn’le yaşgünü olan 16 Ağustos’ta evlendi.
Arkalarında bir medya ordusuyla gezen Penn çifti Amerika’nın gözdesiydi. İkilinin 1986’da birlikte rol aldıkları “Shangai Suprise" filmi, box-office’te beklenen başarıyı getirmedi.
1986 yılı Madonna’nın müzikal kariyerini çok daha iyi bir noktaya taşıyacak prodüktör Patrick Leonard ‘la tanıştığı yıldı. Birlikte hazırladıkları üçüncü debut albümü “True Blue”, diğer albümlerine göre daha olgun bir içeriğe ve müzikaliteye sahipti ve dünya çapında 21 milyondan fazla sattı. Daha sonraları yayınlayacağı “The Immaculate Collection”'dan sonra en fazla satan Madonna albümü “True Blue” olacaktı. Albümden sırasıyla Live To Tell, Papa Don't Preach, Open Your Heart, True Blue ve La isla Bonita gibi hitler çıktı ve ilk 3 45’lik Amerika listelerinde bir numara oldu.
1987’de vizyondaki bir diğer başarısızlığı getiren “Who's That Girl” filminde rol aldı. Filmin soundtrackinde aynı isimle yer alan single, listelerde bir numaraya yerleşti ve albümde yer alan diğer 4 Madonna şarkısı da hatrı sayılır bir ilgiyle karşılandı. Bu yüzden dünya çapında gerçekleştirdiği ilk turnesi “Who's that girl Tour” adıyla Japonya'da başladı. Milyonlarca kişiye seslenen Madonna turneden kazandıklarının bir bölümünü Aids’le mücadele eden AMFAR’a bağışladı. Whos That Girl Tour’dan sonra Japonya’da Madonna pulları postaya verildi.
1988’de, Broadway'de sahnelenen 'Speed The Plow' adlı tiyatro oyununda oynayan Madonna’nın oyunculuğu eleştirmenlerce vasat bulundu.
Yılın sonlarına doğru, Sean Pean ile Madonna'nın evliliklerinin çatırdamak üzere olduğu haberleri yayınlanmaya başladı. İlişkilerinde sorun yaşayan Penn çifti, bir evlilik danışmanından yardım almalarına rağmen evliliklerini 1989’da noktaladılar. Bu dönemde Madonna ile John Kennedy Jr. arasında duygusal bir ilişki yaşandığı da kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı.
Aynı yıl Madonna diskografisinde oldukça önemli olacak yeni albümü “Like A Prayer”ı yayınladı. Albümle aynı adı taşıyan ilk single’ın videosu ekranlara gelmeye başladığında, etkisi tüm düm dünyada ama özellikle koyu Katolikler arasında büyük olacak yeni bir tartışma başlamış oldu. Like A Prayer’ın videosunda, Madonna yanan haçların önünde dansediyor ve zenci bir İsa ile öpüşüyordu. Katolik Kilisesi’nin ayaklanması sonucu Madonna aforoz edildi ve Papa II. Jean-Paul onu kınayan bir mektup yazdı. Şarkının yarattığı skandal bir yana, albüm dinleyiciler tarafından çok sevildi ve eleştirmenlerden de tam puan aldı.
Madonna'nın popülaritesi Pepsi'yi de heyecanlandırdı ve firma yeni reklam filmi için şarkıcıyla 5.000.000 $'lık bir anlaşma imzaladı. Ancak 'Like a Prayer' skandalından önce çekilen reklam filminin yayını tartışmalardan sonra durduruldu. Like a Prayer’dan sonra albümden çıkan ikinci 45’lik Express Yourself için çekilen video, 800.000 $’lık bütçesiyle o dönemde çekilen en pahalı müzik videosu olma özelliğini taşıyordu.
1990 yılında, daha önce rol aldığı filmlerde oyunculuğu iyi bulunmasa da Warren Beatty ile başrollerini paylaştığı Dick Tracy ile yeniden kamera önüne geçti. İkilinin filmdeki aşkları gerçeğe dönüştü ve Sean Penn'den sonra Madonna’yı magazin basınının baş sayfalarına taşıyan ikinci büyük aşkı başlamış oldu. Beatty ‘den sonra "Cherish" ve "Justify My Love"’ın kliplerinde de oynayan genç model ve porno yıldızı Tony Ward ile çıkmaya başladı.
Yeni albümü ve Dick Tracy’de söylediği şarkılara da yer verdiği “I'm Breathless”albümü aynı dönemde piyasaya sürüldü. Madonna'nın diğer albümlerinden farklı olarak 30'lu ve 40'lı yılların jazz soundunu taşıyan I'm Breathless’ten çıkan ilk single 'Vogue' atlantiğin her iki yakasında da bir numara oldu. Vogue, Madonna’nın idollerinden bahsettiği sözlere sahipti: Greta Garbo, Marilyn Monroe, Marlene Dietrich, Bette Davis ve Grace Kelly. Filmin öne çıkan şarkısı Sooner or Later' ise aynı yıl Oscar adayı oldu ve bestecisi Stephen Sondheim'e Orjinal Şarkı kategorisinde Oscar kazandırmayı başardı.
1991 yılında "Truth and Dare" adlı bir belgeselde oynadıktan sonra tüm dünyada büyük yankı uyandıran ve Naomi Campbell’le birlikte birçok ünlünün de fotoğraflarıyla yer aldığı "Sex" adlı kitabı yayınladı. Fransız Katolikler Steven Meisel’in çektiği fotoğrafların gençliği pornografiye teşvik ettiği gerekçesiyle Madonna’ya ve yayıncısına dava açtılar. 'Sex'in toplatılması için açılan dava düşerken, kitabın satış rakamları hızla artmaya devam ediyordu. 'Sex' , New York Times ve Washington Post listelerinde best seller olmuştu .
Aynı yıl A League of Their Own filmi için yaptığı "This Used to Be My Playground" Amerika listelerinde bir numara olan onuncu hiti oldu.
1992’de Shep Pettibone ile birlikte yaptığı "Erotica" albümü, albümle aynı adı taşıyan şarkısı yüzünden porno albümü şeklinde nitelendirildi. Çok tartışılan Erotica, cüretkar videosu yüzünden MTV’de sadece 3 kere yayınlanabildi. Bu kısıtlamalara rağmen single, US Hot 100 Airplay chart listesinde tüm zamanların en uzun süre 2 numarada kalan şarkısı olarak büyük başarı kazandı.
Aynı yıl Sex kitabında da yer alan ve 8 ay aşk yaşadığı Vanilla Ice’la birlikteydi. Sonrasında bodyguard’ı James Albright’la olan birlikteliği uzun süre konuşuldu.
William Dafoe ile birlikte rol aldığı erotik gerilim tarzındaki Body of Evidence' filmi 1993’te gösterime girdi ancak müzik kariyerindeki başarıyla ters orantılı biçimde düşüş gösteren aktrisliğiyle Madonna’nın yeni filmi de fiyasko oldu. Film ayrıca "Basic Insticts"in(Temel İçgüdü) ucuz bir taklidi olarak değerlendirildi.
Aynı yıl yeni turnesi The Girlie Show Tour ‘a çıkan Madonna, yeni tartışmalarla karşı karşıya kaldı. Konserlerinde Luca Tommassini ve Carrie Ann Inaba gibi üstsüz dansçılarla performans gösteren, kırbaç gibi materyaller kullanan şarkıcı büyük tepki aldı. Ortodoks Yahudiler ilk defa
İsrail’deki bir show yüzünden ayaklanıyorlar, Porto Riko’da verdiği konserde ülkenin bayrağını bacaklarının arasına alarak yaptığı gösteri büyük gürültü koparıyordu. Sanatçı ayrıca turuyla aynı ismi taşıyan The Girlie Show kitabını yayınladı.
Bu skandallar, tartışmalar ve çılgınlıklarla dolu periodun ardından 1994’te altıncı stüdyo albümü Bedtime Stories geldi. Nellee Hooper ve R&B aranjeleri yapan Dallas Austin tarafından prodüksiyonu gerçekleştirilen albüm, Madonna’nın R&B sounduna dönüşünü müjdeliyordu. Albüm Avrupa ve Avustralya’da büyük ilgi görmesi dışında en iyi pop albümü dalında Grammy adaylığı da kazandı. Babyface tarafından aranjesi yapılan ve Björk’ün sözlerinin bir kısmını yazdığı single “Take A Bow”, Billboard Hot 100’de art arda 7 hafta boyunca bir numarada kaldı. Take A Bow’un videosundaki ekipte olan Michael Haussman, daha sonraları Evita filmindeki rolü alması için Madonna’ya yardım edecekti.
1994’te 4 ay gibi kısa bir süreyle ünlü basketbolcu Dennis Rodman’la ilişkisi oldu.
Aynı yılın eylül ayında Central Park’ta yürüyüş yaparken tanıştığı Kübalı fitness hocası Carlos Leon’a aşık oldu ve çiftin 14 Ekim 1996’da kızları Lourdes Maria Ciccone Leon dünyaya geldi.
7 Kasım 1995’te Madonna balladlarından oluşan yeni albümü Something To Remember’ı çıkardı. Albümde 3 yeni şarkı da bulunuyordu. Marvin Gaye klasiği "I Want You", albüm için Massive Attack’la yeniden düzenlendi ve "You'll See" single’ı uzun süre listelerde kalmayı başardı.
1996’da sinema kariyeri için oldukça kritik ve önemli bir rolü canlandıracağı “Evita” filmi vizyona girdi. Filmin soundtrack’i oldukça başarılı oldu ve albümden "Don't Cry for Me Argentina" ve "You Must Love Me" gibi uluslararası hitler çıktı. En iyi film müziği dalında oskar ve Golden Globe kazandığı şarkısı “You Must Love Me” filmin başarısını da olumlu etkiledi. Madonna’nın aktris olarak performansı Evita’yla ciddiye alınmaya başladı ve sanatçı filmdeki rolüyle Golden Globe’da en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
1997’de Carlos Leon’la olan ilişkisi sona erdi.
1998’de yedinci stüdyo albümü Ray Of Light raflardaydı. Like A Prayer’dan sonra eleştirmenler tarafından en çok beğenilen albümü olan Ray Of Light, Rolling Stone dergisince yapılan yorumda mainstream popla technonun oldukça etkili bir bileşimi olarak tanımlandı. Albümden çıkan Frozen, Avrupa listelerinde bir numara oldu ve albüm 1999 Grammy törenlerinde 4 dalda ödül aldı. Rolling Stone dergisinin tüm zamanların en iyi 500 albümü sıralamasında da 363. oldu.
1999 senesinde ortak arkadaşları Sting ve ve karısı Trudie Styler’ın verdiği bir yemekte İskoçyalı yönetmen Guy Ritchie ile tanıştı.
Evita’daki başarılı oyunculuğundan sonra gelen 2000 tarihli yeni filmi The Next Best Thing, box-office’te hayalkırıklığı yarattı. Ancak soundtrack’te yer alan "Time Stood Still" ve 1970 tarihli Don McLean klasiğinin dans coverı "American Pie” Avrupa’da bir numaraya yerleşti.
22 Aralık 2000 tarihinde İskoçya’da düzenlenen bir törenle Guy Ritchie ile dünya evine girdi. Çiftin 11 Ağustos 2000 tarihinde erkek çocukları Rocco John Ciccone Ritchie dünyaya geldi.
2000 yılında ayrıca sekizinci stüdyo albümü Music’i de yayınlayan Madonna, dans, pop ve house müziklerini party ruhu taşıyan bir soundda birleştiriyordu. Like A Prayer’dan sonra Amerika albüm listelerinde bir numara olan ikinci Madonna albümü özelliğini taşıyan Music’ten, “Don’t Tell Me” ve "Gone" gibi uluslararası hitler de çıktı. Albümden çıkan üçüncü 45’lik "What It Feels Like for a Girl"ün yönetmenliğini Madonna’nın eşi Guy Ritchie yaptı ve video, şiddet unsurları içerdiği için VH1 ve MTV tarafından yasaklandı.
2001’de başarılı konserlerle geçen Drowned World Tour’a çıkan sanatçı, aynı yıl şarkılarının remixlerinden oluşan GHV2’yi piyasaya sürdü.
2002’de yeni James Bond filmi için yazdığı Die Another Day isimli 45’likle Golden Globe ödülü alırken, Golden Raspberry ise şarkıyı yılın en kötüsü seçti.
2003’te, dokuzuncu stüdyo albümü “American Life”ı yayınladı. Amerikan rüyasını oluşturan ün, servet öğelerine gönderme yapan şarkı, aslında savaş, suç ve emperyalizme dikkat çekmek istiyordu. Şarkının videosunda tüm ülkelerin bayrakları arasında görünen Madonna, yeni albümüyle müzik kariyerinin en az satış yapan çalışmasına imza atmıştı. Aynı yıl American Life’ın remixlerinden oluşan Remixed & Revisited isimli bir EP yayınladı.
2004 MTV Müzik Ödülleri’nde “Hollywood” şarkısını Britney Spears, Cristina Aguilera ve Missy Elliot gibi ünlü isimlerle birlikte seslendiren sanatçı, Spears ve Aguilera’yı dudaklarından öpünce tüm dünyanın gözleri yine yeni bir Madonna skandalına çevrilmiş oldu. Ardından Spears’ın albümünde yer alan Me Against Music’te konuk vokal olarak yer aldı ve şarkının klibinde de oynadı.
Şarkıcı aynı sene Avrupa ve Amerika’da toplam 56 konser verdiği The Re-Invention Tour’a çıktı ve turla ilgili I'm Going to Tell You a Secret isimli bir belgesel hazırladı.
Rolling Stone dergisinin tüm zamanların en iyi 100 artisti listesinde 36. oldu.
2005 ocağında Tsunami felaketinde zarar görenlere yardım amacıyla düzenlenen Tsunami Aid: A Concert of Hope konserinde John Lennon’ın “Imagine” şarkısını seslendirdi.
Yine 2005’te 70’lerin dans müziği sounduyla günümüzdeki müzikal tatları birleştirdiği onuncu stüdyo albümü Confessions on a Dance Floor’u yayınladı. Albüm 1998 tarihli Ray Of Light’tan sonra en olumlu eleştirileri aldığı ikinci çalışması oldu. ABBA şarkısı "Gimme! Gimme! Gimme! (A Man After Midnight)"tan sampling alarak düzenlediği Hung Up isimli ilk 45’lik 41 ülkede büyük ilgi gördü ve listelerin üst sıralarında yer aldı. Albümden çıkan bir diğer çalışma ”Sorry”, sanatçının bir numaraya çıkan 36. single’ı olarak Billboard müzik tarihinde bir ilki gerçekleştirdi.
Ünlü marka H&M’in yeni yüzü olmak üzere şirketle anlaştı. H&M bünyesinde faaliyet gösterecek olan ve sanatçının kendi tasarımlarından oluşacak M by Madonna markasının çıkış tarihi Mart 2007 olarak belirlendi.
Madonna ekim 2006’da yetimler yurdu kurmak için Malawi’ye gitti ve ordan David isminde bir erkek çocuk evlat edindi.
Madonna halen eşi Guy Ritchie ve 3 çocuğuyla, İngiltere’nin Wiltshire kentinde yaşamaktadır. Sanatçı yeni albümü için prodüksiyon çalışmalarına başladığını açıklamıştır.